Anagold: "Madeni güvenli bir şekilde açmak için hazırız"
Erzincan İliç'teki Çöpler Madeni, mevcut ulusal ve uluslararası standartlara uygun tedbirler ile iş sağlığı ve güvenliği süreçlerini daha da güçlendirerek üretim faaliyetlerine yeniden başlamak için hazır hale geldi. Yaşanan toprak kaymasının ardından 8 aydır yoğun bir şekilde yürütülen rehabilitasyon çalışmalarının basın mensuplarına yerinde gösterildiği Çöpler Madeni'nde, üretim metodunda da farklılığa gidileceği açıklandı. SSR Mining
Erzincan İliç'teki Çöpler Madeni, mevcut ulusal ve uluslararası standartlara uygun tedbirler ile iş sağlığı ve güvenliği süreçlerini daha da güçlendirerek üretim faaliyetlerine yeniden başlamak için hazır hale geldi. Yaşanan toprak kaymasının ardından 8 aydır yoğun bir şekilde yürütülen rehabilitasyon çalışmalarının basın mensuplarına yerinde gösterildiği Çöpler Madeni'nde, üretim metodunda da farklılığa gidileceği açıklandı. SSR Mining Kıdemli Başkan Yardımcısı Cengiz Demirci, Eskiden sülfit tesisi ve yığın liçi metodu olmak üzere iki üretim yöntemi kullanıyorduk. Yeni dönemde üretime sadece sülfit tesisi ile devam etmeyi planlıyoruz dedi.
Türkiye'nin en büyük altın madeni olan Çöpler'de faaliyet gösteren Anagold Madencilik, Erzincan'ın İliç ilçesindeki maden sahasında rehabilitasyon çalışmalarının sonuna geldi. Şubat ayında meydana gelen toprak kaymasının ardından, madende iş ve çevre güvenliği için mevcut tüm önlemler güçlendirilerek, yeni teknolojik yatırımlar gerçekleştirildi. Çöpler Madeni, mevcut ulusal ve uluslararası standartlara uygun aldığı tedbirleri daha da güçlendirerek üretim faaliyetlerine yeniden başlamak için hazır hale geldi. Anagold Madencilik, sahada yürütülen çalışmaları ve alınan önlemleri İliç'teki maden bölgesinde basın mensuplarıyla paylaştı.
Ailelerle dayanışma içinde olduk
Maden sahasında olaydan sonra yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veren SSR Mining Kıdemli Başkan Yardımcısı Cengiz Demirci İliç'te 13 Şubat 2024 tarihinde çok üzücü bir olay yaşadık ve 9 çalışma arkadaşımızı ne yazık ki kaybettik. Öncelikle, her biri ekibimizin değerli bir üyesi olan arkadaşlarımıza tekrar Allah'tan rahmet, yakınlarına ve biz mesai arkadaşlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Olayın hemen ardından bizim tek önceliğimiz, çalışma arkadaşlarımızın cenazelerine ulaşmak oldu. Bu amaçla 2 bin kişilik bir ekiple, aralıksız olarak arama faaliyetlerine odaklandık. Son çalışma arkadaşımıza 116'ncı günde ulaştık. Yaşanan üzücü ve hepimizi derinden yaralayan olaydan sonra, mevcut çalışanlarımızın güvenliğini sağlamak da en önemli önceliğimiz oldu. İş sağlığı ve güvenliği süreçlerimizi yeniden gözden geçirdik ve güçlendirdik. Bu süreçte, kayıp çalışanlarımızın aileleri ile dayanışma içinde olduk ve onların acısını paylaştık dedi.
Yaşanan olayın ardından sahadaki iyileştirme çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Demirci, iş sağlığı ve güvenliği süreçlerinde alınan üst düzey önlemlerin yanı sıra, riskleri minimize etmek için yeni teknolojik yatırımlar yapıldığını ve eğitimlerin sıklaştırıldığını anlattı. Demirci, Rehabilitasyon çalışmaları kapsamında yaklaşık 4 kilometre uzunluğunda, 315 milimetre çaplı derivasyon hattı projesi tamamlandı. Tüm rehabilitasyon, yaklaşık 3 kilometre uzunluğunda, bin 600 milimetre çapında son aşamasına gelinen boru hattının da tamamlanmasıyla sona erecek. Geçici depolama sahaları İstanbul Teknik Üniversitesi akademisyenlerinin gözetiminde, çevresel açıdan her türlü riske karşı doğal kil ve gerekli alanlarda yüksek yoğunluklu polietilen jeomembran katmanları ile geçirimsizliği sağlanarak güvenli hale getirildi. Şu an geçici depolama sahasında bulunan malzeme, yeni inşa edilecek kalıcı depolama sahasına taşınarak bertaraf edilecek şeklinde konuştu.
Türkiye'de ilk ve tek sülfit tesisinde üretime devam edilecek
Üretim metodunda da değişikliğe gidildiğini belirten Demirci, Çöpler'de sülfit tesisi ve yığın liçi metodu olmak üzere iki üretim yöntemi kullanıyorduk. Operasyonlar yeniden başladığında, üretime sadece sülfit tesisi ile devam edilecek, yığın liçi yapılmayacak. Cevherleşme şeklinden ve cevher içindeki tenörden dolayı, yüksek teknolojili ve kapalı bir sistem olan sülfit tesisi ile devam edilecek. Çöpler, Türkiye'nin en yüksek altın üretimi gerçekleştiren madenlerinden biri olmasının yanı sıra, yüksek teknolojiye sahip sülfitli cevher işleme tesisleriyle de sektörde Türkiye'de ilk diye belirtti.
Saha 4 jeoradar ile 7/24 izleniyor
Madende alınan çevresel ek önlemleri de anlatan Cengiz Demirci, ilgili bakanlıkların ve kamu kuruluşlarının denetiminde, bugüne kadar günlük ve haftalık olarak binlerce yüzey, yeraltı suyu ve toprak numuneleri alındığını, hava kalitesinin ise izleme istasyonları aracılığıyla takip edildiğini aktardı. Demirci, Anagold'un da kendi iç izleme süreçlerinde her gün numune alımı yapıldığını belirterek, Anagold'un hem kendi laboratuvarında hem de akredite dış laboratuvarlarda numunelerin analizleri yapılmıştır. Ayrıca, yine Anagold'tan bağımsız olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da benzer numuneleri kendi anlaşmalı akredite laboratuvarlarında analiz ettirmiştir. Olay gününden bugüne kadar yapılan analizlerde herhangi bir olumsuzluğa rastlanılmamıştır diye konuştu.
Operasyonların güvenliğini sağlamak için sahayı dört adet jeoradar ile 7/24 izlediklerini bildiren Demirci, Radarlarımızı acil anons sistemiyle desteklidir. Güvenliğin sağlanması için teknolojik altyapıyı en yüksek seviyede kullandık dedi.
Maden, bölgede sosyal kalkınmanın önemli bir parçası
Anagold Madencilik'in inşaata başlanan 2009 yılından bu yana Erzincan İliç'te Çöpler Altın Madeni'ni işlettiklerini belirten Cengiz Demirci, şu bilgileri verdi: Çöpler Madeni'nde 2010 Aralık'tan beri altın üretimi yapılıyor. Anagold, maden arama faaliyetleri dahil olmak üzere, bölgede 25 yıldır faaliyet gösteriyor. Maden, İliç için sadece bir ekonomik aktör değil, aynı zamanda bölgedeki sosyal kalkınmanın da önemli bir parçası. Maden faaliyetteyken doğrudan 3 bin civarında çalışan istihdam ediliyor. Dolaylı olarak ise bölgedeki 50 bin kişiye önemli bir ekonomik kaynak oluşturuyor. Köy halkı ve ihtiyar heyetinin seçimiyle Yeni Çöpler Köyü'nün yeri belirlenerek 33 adet iki katlı konut, cami ve imam evi, okul ve lojmanı, ticarethane, muhtarlık binası inşaatı 2011 yılında tamamlandı ve 2012'de burada hayat başladı. Anagold çalışanlarının yüzde 60'ı bölgeden istihdam ediliyor. Sosyal Kalkınma Fonu ile yerli üreticilerin projelerine destek oluşturuldu. Bugüne kadar; 74 arıcılık, 69 hayvancılık, 17 tarım, 28 küçük işletme gelişimi ve altı sosyal kalkınma projesine destek sağlandı. Eğitim, sağlık, kültür, turizm, sosyal yaşam, kadın, spor odaklı sosyal sorumluluk faaliyetleri için bugüne kadar sayısız proje yürütüldü ve bu çalışmalara devam ediyoruz.
Madenin kapalı kalmasının hem İliç hem de ülke ekonomisi için büyük bir kayıp olduğunu vurgulayan Demirci, Anagold Madencilik olarak Türkiye'deki yatırımlarını sürdürmeyi ve İliç'teki faaliyetlerine devam etmeyi hedeflediklerini kaydetti.
Beş yılda 1,5 milyar dolarlık yatırım planı
Anagold'un büyük ortağı SSR Mining, Erzincan'da önümüzdeki 5 yıllık dönemde 5 projeye toplamda 1,5 milyar dolar yatırım gerçekleştirmeyi planlıyor. Orta vadede Türkiye genelinde 7 milyar dolarlık yatırım öngörülüyor. Faaliyetlerin yeniden başlamasına yönelik idari ve teknik tüm hazırlıklar neredeyse tamamlandı ve maden yeniden üretime hazır hale getirildi. İliç maden sahası tekrar açıldığında, ekonomi ve istihdama kaldığı yerden önemli katkı sunmaya devam edecek.
Kaymanın sebebi tasarım
Yıldız Teknik Üniversitesi akademisyenleri tarafından yaşanan olaya ilişkin detaylı bir inceleme gerçekleştirildi. Yapılan incelemeye göre, yaşanan olayın nedeni, operasyonel bir hata değil, tasarımdan kaynaklanan bir sorun olarak tespit edildi. Uzmanlar, operasyon sırasında su kullanımının kaymaya sebebiyet vermediğini de net bir şekilde ortaya koydu. Aynı zamanda ODTÜ tarafından gerçekleştirilen bir diğer çalışmada, maden sahasında yapılan patlatmaların kaymaya herhangi bir sebebiyet vermediği ortaya konuldu. Yine Ankara Üniversitesi ve Aksaray Üniversitesi tarafından yapılan çalışmalarda ise madencilik faaliyetlerinin ve yaşanan kazanın çevresel kirliliğe sebebiyet vermediği açıkça belirlendi.