Bir buçuk asırlık üzüm bağları geleceğe taşınıyor
Sivas'ta 150 yıllık üzüm bağları bilimsel çalışmalar ile geleceğe taşınacak. Üzüm bağlarının genetik yapısının modern moleküler yöntemlerle incelenip çeşitli sektörlerin kullanımına sunulması hedefleniyor.
Sivas'ta 150 yıllık üzüm bağları bilimsel çalışmalar ile geleceğe taşınacak. Üzüm bağlarının genetik yapısının modern moleküler yöntemlerle incelenip çeşitli sektörlerin kullanımına sunulması hedefleniyor.
Sivas'ın Divriği ilçesinde bulunan 150 yıllık üzüm bağları bilimsel bir çalışma ile yeniden gün yüzüne çıkartılacak. Yüzlerce yıldır yetiştirilen fakat günümüzde önemini kaybeden bu üzümler, modern moleküler yöntemlerle incelenerek tekrar korunacak ve sürdürülebilir tarım uygulamalarıyla ekonomiye katkı sağlayacak. Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (SBTÜ) Tarım Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü tarafından başlatılan bu proje ile sofralık ve şarap üretiminde kullanılan genotipler ayrılacak ve ilgili sektörlerin kullanımına yön vermek amacıyla genetik çeşitlilik belirlenecek. Dr. Öğr. Üyesi Yeter Çilesiz, gen havuzlarına sahip çıktılarını belirterek, Uzun yıllar boyunca yöre halkına hizmet etmiş bu bağlar, sadece bugünün değil gelecek nesillerin de olsun istiyoruz dedi.
150 yıllık üzüm bağları keşfettik
Tarım Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Yeter Çilesiz, bu gen kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir tarıma entegre edilmesi için moleküler temelli bir proje başlattıklarını ifade ederek, Sivas'ın Divriği ilçesi Anadolu'nun tarımsal anlamda önemli bir merkezi konumundadır. Bizler ilçeye yaptığımız ziyaretler esnasında atıl durumda bulunan ve yaklaşık 150 yıllık bir geçmişi olan üzüm bağlarını keşfettik. Üzümlerin atıl olması bizi harekete geçiren nokta oldu. Çünkü bu üzüm bağları zamanında yerel halka ekonomik ve sosyal anlamda katkılar sağlamış ve hizmet etmiş. Bizler de bu gen kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir tarıma entegre edilmesi noktasında moleküler temelli bir proje başlattık. Zamanında halka hizmet etmiş bu bağlar sadece bugünün nesillerinin değil gelecek nesillerinin de olsun istiyoruz. Bu gen kaynaklarının korunması, genetik çeşitliliğin keşfedilmesi, yöreye adapte olmuş ve değişen iklim şartlarına karşı tolerans gösterebilmiş yeni çeşitlerin geliştirilmesi için bu çalışmayı başlattık. Arazi gezileri esnasında orada keşfettiğimiz kilise ve içeresinde bulunan bahçede, büyük bir gen havuzuna sahip olan bu kısımda eski yıllarda şarap üretimi için kullanılan genotipler de vardı. Bizim amacımız, sofralık ve şarap üretiminde kullanılan genotipleri ayırmak ve ilgili sektörlerin kullanmasına yön vermek amacıyla genetik çeşitliliği belirlemektir. Aslında bu gen havuzuna da sahip çıktık diyebiliriz diye konuştu.