"Marmara Denizi üzerinde birçok baskı var"
Kocaeli'de düzenlenen 'Hedef Sağlıklı Bir Deniz Ekosistemi' panelinde İzmit Körfezi'nde yapılan çalışmalar konuşuldu.
Kocaeli'de düzenlenen 'Hedef Sağlıklı Bir Deniz Ekosistemi' panelinde İzmit Körfezi'nde yapılan çalışmalar konuşuldu.
İzmit Körfezi'nin su kalitesini izlemek ve kirliliği önlemek amacıyla TÜBİTAK-MAM ile koordineli çalışan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, 'Hedef Sağlıklı Bir Deniz Ekosistemi' konulu önemli panele ev sahipliği yaptı. İki oturum halinde yapılan panelde İzmit Körfezi'nde yapılan çalışmalar, sıkıntılar ve çözüm önerileri konuşuldu. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı'nın Kocaeli Kongre Merkezi'nde gerçekleştirdiği 'Hedef Sağlıklı Bir Deniz Ekosistemi' panel programına üniversiteler, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, öğrenciler ve birçok farklı kurumun temsilcileri katıldı. 'Değişen İklime; Marmara'nın Uyumu' adlı oturuma konuşmacı olarak katılan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı, Büyükşehir olarak yüzde 70'in üzerinde ileri biyolojik arıtmaya sahip olduklarını söyledi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu'nun moderatörlüğünü yaptığı panel oturumuna TÜBİTAK MAM Başkanı Prof. Dr. Burcu Özsoy, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletme Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cem Gazioğlu ve Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İdil Sayımer konuşmacı olarak katıldı.
Büyükşehir Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı oturumda yaptığı konuşmada, Bugün sadece denizleri değil, doğayı korumak içinde buradayız. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin bu alandaki hizmetlerini anlatmak ve aynı zamanda hocalarımızla birlikte akademik bir değerlendirme yaparak bir sonuca ulaşmak çalışmalarımız için çok önemli. Geçmiş yıllardan itibaren takip ettiğimiz konu olan deniz kirliliğindeki temel sorun 'denizlerin kirletilmesidir.' Şehircilik anlayışı içerisinde Marmara Denizi'ni doğal varlık olarak görmemiz gerekiyor. Hep birlikte Marmara Denizi'nin daha yaşanabilir hale gelmesi için gayret göstermeliyiz. Oluşan sanayi etkisi ve nüfus denizlerimizi maalesef olumsuz şekilde etkiliyor. Biz Kocaeli Büyükşehir Belediyesi olarak yüzde 70'in üzerinde ileri biyolojik arıtmayla sularımızı denize deşarj ederken, diğer taraftan farklı şehirler maalesef denizi kirletiyor. Onun için bizler bu noktada farkındalık oluşturabilmek adına da farklı projelere de imza atıyoruz. Biyoçeşitliliği arttırabilmek, sürdürülebilirliği ön planda tutabilmek adına da Çevre Dairesi Başkanlığımız aktif faaliyetlerini yürütüyor. İSU Genel Müdürlüğümüz arıtmaları gerçekleştiriyor, İSAŞ'ta şehrimize temiz su verebilmek adına çalışmalarını sürdürüyor dedi.
Marmara Denizi üzerinde birçok baskı var
Panelin moderatörlüğünü yapan Orta Doğu Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, her yıl çok farklı konularda organizasyonlara ev sahipliği yapan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'ne teşekkür etti. Salihoğlu, Marmara Denizi sadece iklim değişikliğinden değil, birçok etkenin baskısı altında bulunan bir deniz. Yarı kapalı ve sadece boğazlar sistemi ile dışarıya bağlantılı olması ve ülke endüstrinin de ciddi bir kısmını çevresinde barındırmasından ötürü bu baskılara maruz kalmaktadır. Marmara Denizi üzerinde birçok baskı var. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi denizlerin temizlenmesi için çok önemli adımlar atıyor diye konuştu.
16 yıldır izliyoruz
TÜBİTAK MAM Başkanı Prof. Dr. Burcu Özsoy ise, Altını önemle ve özellikle çizmek isterim ki; TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi uzun yıllardır deniz araştırmaları ve teknolojileri konularında üniversitelerimiz ile birlikte işbirliği yaparak çok kıymetli çalışmalara imza atıyor. Deniz araştırmaları konusunda değerlendirme yapabilmek için öncelikle elinizde veri olması gerekiyor. Bu anlamda 17 yıl önce İzmit Körfezi'nde deniz yüzeyinde beliren beyaz renkli bir oluşum için Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile TÜBİTAK-MAM bir araya gelerek değerlendirmelerde bulunduk. Sonrasında 2008 yılında çalışmalara başladık. İzmit Körfezi 16 yıldır izleniyor. Bu izlemeler fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak gerçekleştiriliyor. İzlemelerin sonucunda su kalitesi değerlendirme çalışmaları, ekosistemin de değerlendirilmesi gibi verilerin altyapısı oluşturuluyor ifadelerini kullandı.
İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletme Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cem Gazioğlu ise konuşmasında, Son buzul çağından sonra suların hızla yükselmesi ile birlikte Marmara Denizi ve Karadeniz, göl ve deniz etkileşimleri içerisine giriyor. Bu halini en son tahmini olarak 7 bin 500 yıl öncesinde alıyor. Bunu nereden bildiğimizi şu şekilde açıklayabiliriz. Yeni Kapı Kazıları bize çok aydınlatıcı bilgiler sağladı. Orada 7 bin 500 yıl öncesine ait ayak izleri bulundu. Ama ilginç bir şekilde günümüzdeki su seviyesinin yedi buçuk metre altında bulundu. Buradan bir hesap yapacak olursak, bölgemizdeki su seviyesi yüksekliğinin bin yılda bir metre arttığı gibi bir süreç içeriyor. Bu durum da aslında bize iklim sürecini açıklıyor. Peki, buradaki süreci hızlandıran nedir? Süreci bozan bizim varlığımız ve katkımızdır. Biz bazı şeyleri hızlandırıyoruz. Bin yılda bir metre yükselen su seviyesi günümüzdeki rakamları çokta desteklemiyor. Su seviyesi tüm dünyada olduğu gibi bölgemizde de yükseliyor. Bu durumun ileriki nesillere çok ciddi baskılar oluşturacağını ön görüyoruz diye konuştu.
Son derece önemli bir konu için bir arada olduklarını belirten Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İdil Sayımer, denizleri korumaya evlerden başlamaları gerektiğini söyledi. Sayımer, Denizleri koruma konusuna evlerimizden başlamamız gerekiyor. Kullandığımız her bir su damlasının eninde sonunda denize ulaşacağını bilerek bu konuda farkındalık oluşturmak çok önemli. Bu konuda yerel yönetimler ve sivil toplum örgütlerinin faaliyetleri de çok önem taşıyor şeklinde konuştu.
Panel organizasyonunun sonunda katılımcılar, İzmit Körfezi Dip Çamuru Temizliği Projesi'nin gerçekleştiği şantiye alanına götürüldü. Proje alanında dip çamuru temizliği çalışmaları anlatılarak projenin tanıtımı gerçekleştirildi.