Psikiyatri Uzmanı Dr. Hilal Dost, majör depresif bozukluk olarak da bilinen...
Hilal Dost, majör depresif bozukluk olarak da bilinen majör depresyonun, sosyal ve mesleki alanlarda sorunlara neden olduğunu belirterek, tedavi edilmesi gerektiğini söyledi
Psikiyatri Uzmanı Dr. Hilal Dost, majör depresif bozukluk olarak da bilinen majör depresyonun, sosyal ve mesleki alanlarda sorunlara neden olduğunu belirterek, tedavi edilmesi gerektiğini söyledi.
Bir duygu durumu bozukluğu olan majör depresyon, gerçek şartlarla örtüşmeyen olumsuz düşünce ve duygular ile karakterize olma durumu olarak nitelendiriliyor. Uzmanlar, bu durumun ciddi sıkıntıya neden olabileceğini ve kişilerin kendine zarar vermeyi düşünmesine yol açabileceğini belirtirken Medicana Sağlık Grubu Psikiyatri Doktorlarından Hilal Dost, majör depresyonun yalnızca olumlu düşünmekle tersine çevrilemeyeceğini, genellikle ilaç ve terapi kombinasyonuna yanıt verdiğini belirterek açıklamalarda bulundu.
Majör depresyon düşünme, davranış, yaşam kalitesi ve gündelik işleri olumsuz etkiler
Majör depresyon durumunun kişinin hayatını olumsuz yönde etkilediğini belirten Medicana International Samsun Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Hilal Dost, Majör depresif bozukluk olarak da bilinen majör depresyon, sürekli üzüntü ve umutsuzluk hissi ile karakterize bir duygu durumu bozukluğudur. Bireyin düşünme ve davranış şeklini, yaşam kalitesini ve günlük işleyişini etkileyen ciddi bir tıbbi durumdur. Kişiler, günlük rutinlerini yapamayabilir ve kendilerine zevk veren aktivitelere olan ilgilerini kaybedebilir. Kronik bir durum olan majör depresyon, yalnızca bazı zamanlarda belirtilere neden olabilir. Uygun tedavi yöntemleri ile belirtiler daha az şiddetli ve daha seyrek hale gelebilir. Bazı durumlarda ise kişiler hayatları boyunca yalnızca bir kez depresyon dönemi yaşayabilir. Bu dönemler; ailede bir ölüm, bir iş ya da ilişkinin kaybı gibi travmatik olaylarla tetiklenebilir dedi.
İhmal, istismar ve şiddet gibi olumsuz deneyimler majör depresyonun gelişiminde etkili olabilir
Depresyona neden olan durumlardan bahseden Uzm. Dr. Hilal Dost, Majör depresyonun genellikle tek bir nedeni yoktur ve çeşitli tetikleyicilerle ortaya çıkar. Başlıca nedenleri arasında genetik faktörler yer alır. Birinci derece akrabalarında majör depresyon görülen kişilerde depresyon riski daha yüksektir. Serotonin, dopamin ve diğer beyin kimyasallarındaki dengesizlikler de semptomlara yol açabilir. Fizyolojik ve sosyoekonomik faktörler de depresyonun nedenleri arasındadır. Çocukluk döneminde yaşanan ihmal, istismar ve şiddet gibi olumsuz deneyimler majör depresyonun gelişiminde etkili olabilir. Kişilik özellikleri de rol oynar; kötümserlik eğilimine sahip ve özgüveni düşük kişiler depresyona daha yatkındır. Majör depresyon belirtileri, sosyal ve mesleki alanlarda sorunlara neden olabilir. Kişiler, önceden keyif aldıkları faaliyetlerden zevk almakta zorluk çekebilir. Gelecek hakkında kötümser düşünceler geliştirebilir ve en az iki hafta süren depresif bir dönemde ortaya çıkan belirtiler neredeyse her gün devam eder diye konuştu.
Sosyal ve mesleki alanlarda sorunlara neden oluyor
Tedavi edilmesi gereken majör depresyonun sosyal ve mesleki alanda kişileri olumsuz etkilediğini vurgulayan Uzm. Dr. Dost, Majör depresyon tedavisi, semptomların ciddiyetine göre kişiye özel planlanır. Genellikle ilaç tedavisi ve konuşma terapilerinin bir kombinasyonunu içerir. Hafif semptomlarda belirtilerin izlenmesi yeterli olabilirken, orta ve şiddetli semptomlar için bilişsel davranışçı terapi (BDT) gibi psikoterapi yöntemleri uygulanır. Tedavi, depresyon tetikleyicilerini belirlemeyi ve yönetmeyi de içerir. Aile ve arkadaşların desteği, hastaların depresif dönemi tanımasına yardımcı olabilir. Majör depresyon, intihar düşünceleri olduğunda acil bir durum haline gelebilir. İntihar düşünceleri, pasif ya da aktif şekilde kendini gösterebilir. Umutsuzluk, ajitasyon ve yaşamak için neden eksikliği intihara işaret edebilir. İntihar riskini artıran faktörler arasında depresyon, yalnızlık, madde bağımlılığı, önceki intihar girişimleri ve ailede intihar öyküsü bulunur. Yüksek risk altındaki hastalar için yatarak tedavi gerekebilir şeklinde konuştu.