Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel...

TAKİP ET

Dolayısıyla insanlarda çevre bilincinin oluşturulması son derece önem arz etmektedir" dedi

Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik, 5 Haziran Dünya Çevre Günü münasebetiyle yaptığı açıklamada, Ödevimize iyi çalışarak gelecek için daha yaşanır bir çevre bırakmak hepimizin ortak derdi olmalıdır. Dolayısıyla insanlarda çevre bilincinin oluşturulması son derece önem arz etmektedir dedi. TÜDKİYEB Genel Başkanı Çelik, 5 Haziran Dünya Çevre Günü münasebeti ile açıklamalarda bulundu. İlk olarak 1972 yılında Birleşmiş Milletler Çevre Konferansında alınan kararla ilan edilerek resmiyet kazandığını hatırlatan Çelik, dünya genelinde iklim krizi ve küresel ısınmanın ciddi boyutlara ulaşmasının çevreyi önemli ölçüde tehdit ettiğini ifade etti. Çevre bilinci oluşturulmalı İnsanlarda çevre bilincinin oluşturulmasının önemine işaret eden Çelik, Son zamanlarda dünya genelinde iklim krizi ve küresel ısınmanın ciddi boyutlara ulaşması ile birlikte çevre sorunları da ürkütücü boyutlara ulaşmıştır. Bu nedenledir ki çevremizin korunarak gelecek nesillere aktarılması gereken en büyük miraslardan birisi olduğunu unutmadan hepimiz üzerimize düşen görevleri yapmalıyız. Nitekim Anayasamızın 56. maddesinde 'Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevrenin kirlenmesini önlemek' güvence altına alınmış olup ayrıca her yurttaşa çevreyi koruma ödevi de yüklenmiştir. Ödevimize iyi çalışarak gelecek için daha yaşanır bir çevre bırakmak hepimizin ortak derdi olmalıdır. Dolayısıyla insanlarda çevre bilincinin oluşturulması son derece önem arz etmektedir dedi. Tarım sektörünün çevreye daha fazla duyarlı olması gerektiğine dikkat çeken Çelik, Toprağın dostlara ihtiyacı vardır; ona dostça davranacak olanlarda tarım sektörü ve paydaşlarıdır. Tarım topraklarımızda yapılan bilinçsizce sulamalar tuzluluk ve çoraklaşma sorununa, teknolojik gelişmelere paralel olarak verimliliği artırmak adına yapılan aşırı gübreleme ve ilaçlamalar ile yoğun olarak kullanılan kimyasallar toprak kirliliğine, kuraklık, aşırı otlatma, toprak kirliliği ve ormansızlaşma ise çölleşmeye neden olmakta, bu durum doğada yaşayan tüm canlıların geleceğini tehdit etmektedir. Dolayısıyla tüm insanlar çevreye karşı duyarlı olmalı ancak tarım sektörü içerisinde faaliyet gösteren çiftçilerimiz, üreticilerimiz ve yetiştiricilerimizin çevreyi korumak adına daha fazla duyarlı olmaları gerekmektedir. Çünkü çevre onların geçim kaynağı, bacasız fabrikalarıdır ifadelerine yer verdi. Tarım alanları ve çayır meraların azalması çevre ve gıda için en büyük tehdit Tarım alanları ve çayır mera alanlarındaki azalmanın çevre sorunlarıyla birlikte gıda güvencesini de tehdit ettiğini belirten Çelik, Son 40 yılda Hollanda'nın yüzölçümü kadar tarım toprağımız, Gürcistan'ın yüzölçümü kadar çayır mera alanımız azalmıştır. Hızlı nüfus artışı, buna bağlı olarak yaygınlaşan plansız kentleşme ve sanayileşme tarım topraklarımızın azalmasına neden olmuştur. Tarım topraklarının yerini beton yığınlarına bırakması en büyük çevre sorunu olarak karşımızda durmaktadır. Tarım alanlarımızın, çayır-meralarımızın amaç dışı kullanılması 85 milyon insanımızın gıda güvencesini de tehlikeye atmaktadır. O halde yapmamız gereken, tarım alanlarımızı daha fazla kaybetmemek ve mevcut haliyle tarım alanlarımız ile çayır ve meralarımızı bilinçli bir şekilde kullanarak korunmasını sağlamak olmalıdır diye konuştu.