Yeniden Refah lideri Erbakan: "2025 sonunda veya 2026 ilkbaharında bir erken seçim gelebilir"

TAKİP ET

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, "Bu iktidarın ekonomiyi düze çıkarması gibi bir durumun söz konusu olmadığı açık bir şekilde ortada. Bu nedenle 2025 sonunda veya 2026 ilkbaharında bir erken seçim gelebilir" dedi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Bu iktidarın ekonomiyi düze çıkarması gibi bir durumun söz konusu olmadığı açık bir şekilde ortada. Bu nedenle 2025 sonunda veya 2026 ilkbaharında bir erken seçim gelebilir dedi. Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin genel merkezinde gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Erbakan, yaptığı konuşmada, Erken seçim ister istemez gündeme gelecek diye düşünüyoruz. Çünkü ekonomik veriler Türkiye'yi erken seçime zorluyor. Orta Vadeli Program'daki enflasyonun revize edilmesi bile bunun bir göstergesi. Enflasyonu düşüreceğiz, her şey iyiye gidiyor. 'Mart Nisan'dan daha iyi olacak' söylemleriyle iktidar devam ediyor. 'Tek haneli enflasyona döneceğiz. Dişinizi sıkın sabredin' ancak milletin sabredecek hali kalmamış. Tam tersine daha birde 2025'in enflasyon oranını arttırıyorlar. Bu veriler ve gidişat Türkiye'de bir erken seçimin olmasını gerekli kılacak gibi gözüküyor ifadelerini kullandı. 2025 sonunda veya 2026 ilkbaharında bir erken seçim gelebilir Seçimin bir maliyeti olduğunu belirten Erbakan, buna rağmen bir dertten kurtulmak için bir miktarda zorluğa katlanılması gerektiğini söyleyerek, şunları kaydetti: Mehmet Şimşek'in geldiği günden buyana enflasyondaki, akaryakıt fiyatlarında, hayat pahalılığındaki artış bütün bunlar gündeme alındığı zaman iyiye giden bir şey yok. Sabit dahi kalmıyor, bırakın iyiye gitmeyi daha da kötüye gidiyor. Dolayısıyla artık Mehmet Şimşek yönetimindeki ekonominin iyiye gitmesi, bu iktidarın ekonomiyi düze çıkarması gibi bir durumun söz konusu olmadığı açık bir şekilde ortada. Bu nedenle 2025 sonunda veya 2026 ilkbaharında bir erken seçim gelebilir. Yeniden Refah Partisinden istifa eden Şanlıurfa Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gürpınar'a ilişkin de konuşan Erbakan, Şanlıurfa'da Yeniden Refah Partimiz 350 binlik bir oy sayısıyla belediye başkanlığını kazandı. Biz Türkiye genelinde üye sayımızın 5,5 ila altı misli oy aldık. Çok küçük istisnalar dışında Türkiye genelinde de 500 bin üyeyle 3 milyonun üzerinde oy aldık. Yani üye sayımızın altı mislini alıyoruz. Dolayısıyla Şanlıurfa'da 33 bin üyemiz olduğunu hesaba kattığımız zaman, Şanlıurfa'da Yeniden Refah Partimizin oyu iki yüz bin demektir. Beş misli olsa 165 bin demektir. 6 misli olsa 200 bin demektir ve bu 350 binin çok önemli bir bölümü Yeniden Refah Partimizin seçmenidir ifadelerini kullandı. Böyle bir işten hayır gelmesi mümkün değildir Gürpınar'a oy veren vatandaşların Yeniden Refah Partisi seçmeni olduğu dile getiren Erbakan, Gülpınar'ın Yeniden Refah Partisi'nde belediye başkanlığına devam etmesini istiyordum. Ancak buna rağmen böyle bir karar alındı. Kendisinin bizzat yaptırdığı anket oradaki yirmi bir tane belediye meclis üyemize de bizzat kendisinin söylediği ankette de Şanlıurfa halkının yüzde 79'u yani çok büyük bir kaide ekseriyeti Gürpınar'ın istifa etmesinin uygun olmayacağını düşünüyorum. Biz de bu noktada söylediğimiz halka rağmen milletin iradesine rağmen bir iş yapılmıştır. Böyle bir işten hayır gelmesi mümkün değildir şeklinde konuştu. AK Parti iktidarı döneminde yapılan olumlu işler arasında askeri vesayetin ortadan kaldırılmasıydı Kara Harp Okulu mezuniyet törenindeki 'kılıçlı yemin' hakkında da açıklama yapan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, şu ifadelere yer verdi: AK Parti iktidarı döneminde bizim yapılan olumlu işler arasında saydığımız, doğruya doğru yanlışa yanlış deme prensibi doğrultusunda yapılan olumlu işlerden bir tanesi de askeri vesayetin ortadan kaldırılmasıydı. Bu gelişmiş demokratik bir ülke için gerekli bir durum. Askeri vesayetin siyasetin üzerinde, millet iradesi üzerinde bulunmasını tabii ki asla kabul edemeyiz. Herhangi bir şekilde bunun ima edilmesi, bununla ilgili bir sinyal verilmesi niyeti varsa eğer bunu da tabii ki asla tasvip edemeyiz. Ancak biraz önce de söylediğim gibi Türkiye'de milletimiz iki kutuplu ikisi de çok sıkıntılı olan seçeneğe de mahkum edilmemelidir. Böyle bir görüntü de verilmemelidir. Ya yirmi 28 Şubat dönemine, askeri vesayet dönemine, antidemokratik döneme geri döneceğiz ya da AK Parti iktidarı devam edecek seçenekleri var sadece düşüncesine de karşıyız. Milletimiz sandık geldiği zaman inşallah ne askeri vesairede ne ekonomik krizde mecbur olmadığını ortaya koyacağız.